Haber

İzmir’deki depremde evlerini kaybeden üniversite öğrencileri Hatay’a dönüp hayatlarına devam etmek istiyor.

İZMİR’de yüzde 100 burslu öğrenim gören üniversite öğrencileri Mehmet Ali Ağca (19) ve Rüya Aktım (19), geçen yıl ara tatil için gittikleri memleketleri Hatay’da depreme yakalandı. İzmir’de deprem korkusu yaşayan ve evlerini kaybeden iki genç üniversite öğrencisi birbirlerine destek olmaya ve acılarını dindirmeye çalışıyor. Tek dilekleri tüm anılarını barındıran Hatay’a dönmek ve hayatlarını yeniden orada yaşamaktır.

Hatay’da tanışıp dostluklarını sürdüren Mehmet Ali Ağca ve Rüya Aktım, 2022 yılının Eylül ayında burslu olarak üniversiteyi kazanarak İzmir’e yerleştiler. İzmir Ekonomi Üniversitesi İşletme Bölümü öğrencisi Mehmet Ali Ağca ile Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü öğrencisi Hayal Aktım, 6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş merkezli meydana gelen yıkıcı depremin ardından birbirine kenetlendi. 11 ili etkiliyor. O karanlık geceyi anlatan Mehmet Ali Ağca, depremden önceki gün yürüdüğü sokakların dakikalar içinde yerle bir olduğunu belirterek, şunları söyledi:

“Sömestr tatilinde ailemin yanına gittim ve bir gün sonra depreme yakalandım. Depremden birkaç saat önce eve geldim. Arkadaşlarımı özledim ve onlarla buluştum. Titreyerek uyandım. Sık sık sarsıntılar oluyor. Geçtiğimiz aylarda Hatay’da. Hafife aldım ve çabuk geçer sandım. Sonra cam kırıldı. Sesler ve çığlıklar duydum. Gardırop üzerime düştü. Yorganı üzerime çektim ve beklemeye başladım. Deprem durdu. Sonra baktım. Bana göre duvarda çatlak vardı ve bina düz değildi. Birinci kat çöktüğü için çapraz duruyorduk. Annemin ve kız kardeşimin yanına gittim. Şok içinde bana bakıyorlardı. Yapışmıştım. “Ev Eğriydi ama yine de oturduğumuz ikinci kattan aşağıya inebileceğimizi düşünüyordum. Daha sonra sarsıntı yeniden başladı. Koltukların ortasına geçtik. ‘Dur artık’ diye bağırmaya başladım. Daha sonra balkonun camını kırdım ve balkondan atladık.”

‘YÜRÜRKEN TÜM BİNALARIN YIKILDIĞINI GÖRDÜK’

Depremden sonra karşılaştıkları şeyin bir kıyamet senaryosuna benzediğini ve o anda gerçeklik duygusunu kaybettiğini söyledi: “Binalar düştüğü için dört caddenin ortasındaydık ve yollar kapatıldı. Herkes Bağırarak birbirlerinden yardım bekliyordu. Şiddetli yağmur yağıyordu. Atlet ve eşofmanıyla terlik bile giymeden kendini dışarı atan bir kadın yardım istiyordu. Tekrar eve girmemiz mümkün olmadı çünkü Binadan yeni çıkmıştık ama 15 dakika sonra eve girdiğimi ve annemin tansiyon ilacını aldığımı hatırlıyorum. Kimi kaybettiğimizi, kimin hayatta olduğunu bilmiyorduk. Akrabalarımızdan, arkadaşlarımızdan haber alamadık. Telefon yoktu. Resepsiyon alınıyor. Etrafta kanlar içinde çığlık atan insanlar vardı. Deliydiler. Aklını kaybetmiş gibiydiler. Kimse bir şey yapamadı. Kaos vardı. Amcamla iletişime geçtik ve çiftlik evlerine gitmeye karar verdik. annemlerle birlikte yürüyoruz. İkinci annem sayılabilecek kız kardeşim Fidan’ın evinin önünden geçtik. Annem ağlıyordu. Çünkü yürüdükçe tüm binaların yıkıldığını gördük. Önceki gün arkadaşlarımla oturduğum kafenin önünden geçerken hepsinin toz bulutuyla kaplı olduğunu fark ettim. Enkazın altında yardım bekleyen vatandaşlar vardı. Vücudunun yarısı enkaz altında, yarısı dışarıda olmak üzere üç katın ortasında mahsur kalan adamı kurtarmaya çalıştık. Bundan sonra ne olacağını bilmiyordum. “Evimiz yok, belki akrabamız da yok, henüz kimseden haber alamadık” dedi.

‘BÜTÜN ARKADAŞLARIM HER YERE YAYILDI’

Depremin dördüncü gününe kadar Hatay’da kaldığını, ardından İzmir’e geldiğini anlatan Mehmet Ali Ağca, ailesinin hayırseverlerin desteğiyle bir eve yerleştiğini belirterek, “Stajyer olarak işe başladım. Çalıştım ve devam ettim. aynı zamanda eğitimim.Ben hazırlık sınıfında okuyordum.Annem de öğrenciydi.Bir süre iş aradı.Annem ve kız kardeşim buradaki hayata uyum sağlamaya çalıştı.Depresif bir dönem geçirdiler.Ben İki hafta önce Hatay’daydım. Tek dileğim Hatay’ın bir an önce eski haline dönmesi. Hatay’da anılarımı geçirdiğim cadde, cadde veya sokak artık yok. Doğum günümü kutladığım bir kafe bile kalmadı. Doğum günüm. Bütün arkadaşlarım her yere dağıldı. Ama hepimiz oraya tekrar dönüp Hatay’ı ayağa kaldırmak istiyoruz. Hayallerimden biri okulumu bitirdikten sonra turizme ağırlık verip Hatay’da bir otel yapmak. Ailem oraya yerleşmek istiyor. En kısa zamanda.” dedi.

‘ÜMÜZE ÇÖKÜYORDU’

Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü öğrencisi Rüya Aktım, tatil için gittiği Antakya’da birçok plan yaparken yıkıcı bir depremle karşı karşıya kaldığını belirterek, “Mehmet Ali’nin ‘demesiyle planlarımız vardı. Buraya gideceğiz, orada döner yiyeceğiz.’ O gece yatmaya gittiğimde annem kapıyı açık bırakmamı istedi.” “Seni çok özledim, gelip bakacağım” dedi. Ancak o gece alışkanlıktan dolayı kapıyı kapattım. 3. kattaki evimizde sarsıntıyı hissettiğimde geçer diye düşündüm. İzmir’deki sarsıntılara alışmıştım. Soğukkanlıydım ve kalkıp annemi kontrol etmek istedim. Kapı açıldı. Eşikte beklemeye başladık. Apartmanımızın eski olduğu için yıkılacağını düşünüyorduk. Aşağıya indiğimizde sarsıntılar devam ediyordu. Aşağı indikçe üzerimize molozlar düşüyordu. Merdivenlerden aşağı kaymaya başladık. Hepimiz aynı anda 6 katlı apartmandan inmeye çalışıyorduk. İndiğimizde babam yoktu. Bacaklarım titriyordu ve herkese ‘baba’ diyerek sarıldım. Hava çok karanlıktı ve dolu yağıyordu. “Çok korktum” dedi.

‘HİÇ BİR YERE AİT OLDUĞUMU HİSSETMİYORUM’

Bu yıl yarıyıl tatilinde Hatay’a gittiğini ancak doğup büyüdüğü yerlerin tanınmadığını anlatan Aktım, şöyle devam etti:

“Kendimi hiçbir yere ait hissetmiyorum. Ama gittiğimde mutluyum. Akrabalarımızdan bazıları hala orada yaşıyor ama artık çok zor. Mehmet Ali ile seçim sürecinde bu okulu seçtik çünkü öyleydi.” puanlarımıza uygun. Buraya birlikte geldik. Depremde birbirimize çok destek olduk. Okulumuz “Hibrit bir dönemdi. Geldim ve onların öğrenci evinde kaldım. Ailem depremden sonra Denizli’ye taşındı, şimdi hep birlikte İzmir’deyiz.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu