Haber

714 gün sonra Hatay konuşuyor

REZERV ALANI ÇIKMAZI

TÖBSEN Genel Sekreteri Hizam Hasırcı: “Halkımızın en çok mağduriyet duyduğu konulardan biri rezerv (yeni yerleşim) alanı sorunu. Aradan geçen 2 yılda hala belirsizlik var. Toplum bu konuda isteyenler ve istemeyenler diye ikiye ayrılmış durumda ve kendi aralarında sorunlar yaşıyor. Devletin evlerimizi yapmamız için verdiği katkı da yetersiz. 750 bin TL kredi, 750 bin TL hibe veriliyor. Maliyetlere baktığınızda bunun iki katı. Aslında burada bilinçli bir politika olduğu inancındayım. Biz yerinde rezervi savunuyoruz. Bütün birikimimizi ortaya koyduğumuz yerlerde bir gecede şaka yapar gibi değişiklik yapılıyor. 2 yıldır bir belirsizlik var ve artık çileye dönüştü.

Vatandaşın psikolojisi düzelmiyor

Depremin psikolojik etkisini üzerinden atamayan vatandaşlar yaşadıklarını şöyle aktardı:

– Evim yıkıldı. Yerine yenisini yapamadım, çaresizim.

– Benim yakınlarım yanarak öldü. Cesetlerine ulaşamadık

– Geceleri uyuyamıyorum. Bir sürü insan öldü. Kuzenimin cesedi bulunmadı. Ve onun gibi niceleri.

– Bizi rahat bıraksınlar. Biz devletimizi çok seviyoruz ama kaplumbağa hızıyla ilerliyor her şey.

– Torunlarımı kaybettim ama ziyaret edebileceğim bir mezarları bile yok.

– Oğlum ve ikizlere hamile gelinimi kaybettim, acısı geçmiyor.

– Baktığımız zaman hatıraları görüyoruz. Ama umudu görmek istiyoruz ve umudu nerede göreceğimize dair etrafımıza bakıyoruz.

– Kayıplarımızı ömrümüzün sonuna kadar aranmaya devam edeceğiz.

– Hatay ayağa kalkana kadar kadar çalışacağız.

ADALET ARIYORUZ

Avukat Ali Habip: Ciddi bir adalet sorunu var. Özellikle idari davalarda birikmiş durumda. Yürütmeyi durdurma kararları ya verilmiyor ya da çok geç veriliyor. Ceza davalarında halkı tatmin edecek sonuçlar alınmadı. Hak sahipliğiyle ilgili bir sürü soru işareti var. Hak sahipliğine ilişkin yapılan başvurularda idare, tutuk davranıyor. ilk kararlarla yetiniyor, itirazları çok ciddi bir şekilde değerlendirilmiyor. Bu da davaya evriliyor. İnsanlar mağdur oluyor ve bu süreç uzuyor. Tazminat davaları da çok fazla. Ceza soruşturması sadece müteahhitlere, mühendislerin üzerine yıkıldı ama idari anlamda sorumlu olan insanlar yargılanmayı bırakın bazıları makam sahibi oldu.

GÜLNUR’LA HATAY GERÇEĞİ

Tüm tehlikelere rağmen Suriye’de Esad’ın devrilişini adım adım izleyen SÖZCÜ TV’nin cesur muhabiri Gülnur Saydam Hataylılara mikrofon tuttu.

HATAY TOZ SOLUYOR

Ahmet Karaçay: “ “Seçimin en büyük vaadi bir yıl içinde deprem bölgesini ayağa kaldırmaktı. Bu iddia ile insanların travmatik hallerinden faydalandılar. Seçimi kazandılar ama bir şey görmedik. Yıllardır tarihi geçmişi nedeniyle tek taşına dokunamadığımız Antakya’da ruhsat almak çok basitleşti. Her yer taş ocağına döndü. Bölgeyi koca bir şantiye haline dönüştürdüler. Akciğer hastalıklarından ölen bir sürü insanımız oldu.

TBB Üyesi Ali Kanatlı:  “Maalesef ilk yaptığımız ölçümlerin üç katı oranında toz soluyor. Yeni ölçümlerde, Kış ayı olmasına rağmen bu 6-7 katını geçmiş durumda. Tabii 24 saat bu tozun solunması akciğerlerimizde ciddi tahribat yaratacaktır. Özellikle çocuklarımız yetişkinlerden daha sık nefes aldığı için, akciğerleri de küçük olduğu için geleceği bizimkinden de daha kötü olacak. Toza bağlı hastalıklar arttı.”

EĞİTİM YAPILAMIYOR

TÖBSEN Genel Başkanı Deniz Ezer: “Eğitim bitmiş durumda. Çünkü niteliksel bir eğitimden hiçbir şekilde bahsedemiyoruz. Defalarca bunu Milli Eğitim Bakanlığı’na bildirdik ama çözülmedi. Bu sorunlardan biri ulaşım. Çocuklar otostop yapıyorlar. Kalıcı yaz saati uygulaması nedeniyle karanlıkta yollardalar. Bir su bile alamayan çocuklarımız var. Bir öğün yemek ve su talebimiz oldu. Yerine getirilmedi.  Başka bir da sorun okullardaki temizlik. Bakanlık okullara temizlik personeli almıyor.” 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu